7 Temmuz 2008 Pazartesi

Polonezköy Yolları Taştan

5 Temmuz 2008 Cumartesi sabah saat 05:45, (bize göre) uzun tur maceramızın başlamasına 15 dakika var, heyecanlıyız, gideceğimiz güzergahı sadece internette kuşbakışı görmüşüz, biraz da gerginiz, malum gidip de dönememek var :) Turun 10. dakikasında Aslı börekte limonata börek molası veriyoruz, bozuk paramız çıkmadığı için hesabı (dönüşte ödemek vaadiyle) eksik ödeyip (ki dönüşü aynı güzergahtan yapmadık) basıyoruz pedala, ilk yarım saat köpek gruplarının da katkısıyla oldukça hızlı geçiyor, hatta bir grup köpeğin soluğunu ensemizde hissetmenin haklı korkusunu yaşıyoruz :) Çekmeköy'den Çavuşbaşı, oradan da Polonezköy'e geçmemiz 2 saatimizi alıyor, iki hatrı sayılır yokuş tırmanıyoruz ama harcadığımız emeğe değiyor . Manzara müthiş, keyfimiz binbeşyüz. Saat 08:00 Polonezköy'de sabah çayımızı ve gazete keyfimizi yapıp Ömerli'ye doğru yola düşüyoruz. Yolda hepimizin aklında aynı şey var, Polonezköy'deki bekçi amcanın " sadece bir rampa var, ondan sonrası rahat" sözü. Cumhuriyet köyü sapağından geçip, yarım saat sonra Şile otoyoluna ulaşıyoruz. Önümüzde bir dağ ve gerçekten de bir rampa var, ama o rampanın ezeli ve ebedi olduğunu çok acı bir şekilde öğreniyoruz, "git git bitmiyor" cümlesinin başına ve sonuna aklımıza gelen çeşitli küfürleri ekleyip pedala yükleniyoruz, iki molayla toplam 7,5 km.lik rampayı tırmanıyoruz, ama zirvede bizi bir sürpriz bekliyor. Rampadan aşağıya salınıp hız rekoru kırmayı beklerken, ters esen rüzgar hızımızı ve şevkimizi kırıyor. Yine de ters de olsa rüzgarın ferahlığı bizi rahatlatıyor. Medeniyete vardığımızda tek düşündüğümüz yiyeceğimiz yemek, azmimizden ötürü birbirimizi kutluyoruz. Gazamız mübarek olsun :)

























Hiç yorum yok: